İnsanların muvaffakiyetlerini, parlak Instagram paylaşımlarını ve daima eğlenceli anlarını izlerken, kendinizi sorgulamaya başlayabilirsiniz. Lakin unutmamanız gerekir ki, bu imgeler çoklukla yalnızca bir kısmı yansıtır; gerçeğin çok daha ötesinde bir kıssa vardır. Bu da demek oluyor ki, kendinizi diğerleriyle karşılaştırmanın bedeli, birden fazla vakit sadece hayal kırıklığı ve tatminsizliktir.
Birçok insan bu karşılaştırmaları yaşar; toplumsal medya ve etrafımızdaki muvaffakiyet öyküleri bunları tetikler. Herkesin en büyük zaferlerini paylaştığı bir dünyada, kendinizi eksik ya da geride hissetmeniz olağandır.
Ancak toplumsal medyanın tuzağı, yalnızca muvaffakiyetleri gösteriyor olmasıdır; kayıplar, zorluklar ve beklenmedik mahzurların hiçbiri görünmez. Bu yüzden, kendinize hatırlatmanız gereken en kıymetli şey, her vakit “benim yolum”un eşsiz olduğudur.
Karşılaştırmaları yapmayı bıraktığınızda, odaklanmanız gereken şey kendi seyahatiniz olur. Oburlarının başarılarına takılmadan evvel, neyi başarmak istediğinizi netleştirmeli ve bu yolda ilerlerken kendinizi kutlamayı unutmamalısınız.
İşte bu adımlar, kendinizi tekrar bulmanızı ve yalnızca diğerlerini değil, kendi potansiyelinizi de fark etmenizi sağlar:
-
Hiç kimse sizin üzere olamaz, siz en eksiksiz halinizsiniz. Diğerlerinin hayatlarına odaklanmayı bırakın, kendi eşsiz yolunuzu kutlayın.
-
Kendinizi şimdi hazır hissetmiyor olabilirsiniz, lakin tam da şu anda, olmanız gereken yerdesiniz. Gelecek, bugün attığınız adımların meyvesidir.
-
Başkalarının başarılarına göz atarken, kendi amaçlarınıza odaklanın. Onların seyahati sizin seyahatiniz değildir; sizin amaçlarınız ve adımlarınız çok daha manalı.
-
Sosyal medya bazen gerçeklikten çok uzaktır. Diğerlerinin ne yaptığına daima bakmak yerine, kendi yolunuza odaklanın ve sık sık dijital detoks yapın.
-
Başkalarının onuncu adımıyla kıyaslamak yerine, kendi birinci adımınızı kutlayın. Her bir muvaffakiyet, ilerlemenin ve büyümenin bir yansımasıdır.
