Ferahfeza, Neva ve en küçük kızı Rumi… Atiye’nin çocukları, hayatına sevinç ve mana katıyor. Bilhassa son hamileliği sırasında, “Şarkım” isimli modülünü çıkarırken Rumi’yi de kucağına aldı. 9 aylık gebeyken klip çekimleri yapan Atiye, sahneyi bırakmamış ve müzikle anneliği birleştirmeyi başarmış. “Şarkımla bebeğim tıpkı vakte denk geldi,” diyor, hem mesleğine hem de anneliğine olan tutkusunu anlatırken.
Annelik seyahatinin yanı sıra, Atiye’nin mesleğinde kıymetli bir dönüm noktası da Sezen Aksu’nun kendisine özel bir beste ikram etmesiyle yaşandı. Bu sürpriz, Atiye’yi duygulandırmış ve mesleğine yeni bir taraf katmış. “Sezen Aksu müzikleriyle büyüdüm,” diyen Atiye, onun müziklerini seslendirecek olmanın gururunu yaşıyor. Müziğin, hem Aksu’nun hem de Atiye’nin ruhunu yansıtacak bir eser olacağına inanıyor.
Üç çocuklu olmak Atiye için sırf bir zorluk değil, tıpkı vakitte bir güç kaynağı. “Süper kahraman üzere hissediyorum kendimi,” diyor ve ekliyor: “Onlar için en düzgününü yapmaya adadım.” Her bir çocuğunun kendine has bir kişiliği var. Ferahfeza, Neva ve Rumi’nin ilgisi, Atiye’yi duygulandırıyor. Çocuklar, annelerinin müziklerini dinliyor, onun müziğine hayran kalıyorlar.
Çocuklarının isimleri de Atiye için manalı birer seyahat. Ferahfeza, İncesaz kümesinin bir müziğinden esinlenerek konulmuş. Neva ismi, bir araştırma yapmadan karşına çıkan farklı manalar ve kültürlerle seçilmiş. En son kızı Rumi’nin ismi ise Mevlana’dan ilham alınarak verilmiş. Bu isimler, Atiye’nin hayatının sanatsal ve manevi istikametlerini yansıtıyor.
